From a Camper's Eyes, / Bir Kampçının Gözünden ( EN-TR)

Hello My Traveler Friends,

These days, with temperatures steadily rising, being stuck between four walls is frankly making me nervous. I need to embrace the camping lifestyle that always makes me feel good, lifts my spirits, and instills a sense of peace in my heart. Now, with my tent on my back, I'm setting out to reach those azure seas that glimpse at me from lush forests. Campsites are one of the places where I see what I can achieve on my own. Camping is a natural hobby I enjoy in the open air.

Selam Gezgincinci Dostlarım,

Sıcaklıkların giderek arttığı şu günlerde, bir de dört duvar arasında sıkışıp beklemek açıkcası beni geriyor. Bana her dönemde iyi hissettiren, keyfimi yerine getiren ve kalbime huzur dolu duyguları yerleştiren kamp hayatına başlamam gerekiyor. Şimdi sırtıma aldığım çadırımla, yemyeşil ormanların arasından bana göz çırpan o masmavi denizlere ulaşmak için yola koyuluyorum. Tek başıma neleri başarabileceğimi gördüğüm yerlerden biri de kamp alanlarıdır. Kamp yapmak bana, açık havada verilmiş bir doğa hobisi olarak geliyor.

The picture above shows the decor of a property near the seaside I chose for camping. Before arriving here, I made all my preparations for three weeks of camping. Actually, it would be more accurate to call it tent life than camping. During those three weeks, I moved three locations in total. I moved my tent from one place to another. I lived a kind of tent-like life. Now, I'll share my observations and experiences from the campsites I visited.

Yukarıda gördüğünüz resim kamp için seçtiğim deniz kenarına yakın olan bir işletmenin dekorudur. Buraya gelmeden önce üç haftalık kamp hayatı için tüm hazırlıklarımı yaptım. Aslında buna kamp değil de çadır hayatı desek daha doğru olur. Bu üç hafta boyunca toplamda üç yer değiştirdim. Çadırımı doğadan doğaya taşıdım. Bir nevi çadır göçebe hayatı yaşadım. Şimdi gittiğim kamp yerlerinden gözlemlediklerimi ve yaşadıklarımı paylaşacağım.

For the last five years, I've been trying to camp in environments where I can see every shade of green and blue. During this time, I've discovered campsites in many parts of Türkiye. I go to places where oxygen is abundant and where I can breathe in the wonderful scent of trees waving as the winds blow through the branches. Lying down, I want to watch the darkening sky scatter the stars. Gathering pieces of dried brushwood, gathering them together, and then watching the sparks of the fire I start, watching the food cooking over the crackling fire, brings me immense joy.

Son beş yıldır yeşilin ve mavinin her tonunu görebileceğim ortamlarda kamp yapmaya çalışıyorum. Bu süre zarfında Türkiye'nin birçok yerinde kamp alanları keşfettim. Bol oksijenli, rüzgarın dalları arasında sallanan ağaçların harika kokusunu içime çekebileceğim yerlere gidiyorum. Uzanıp, kararan gökyüzünün yıldızları nasıl dağıttığını izlemek istiyorum. Kurumuş çalı çırpı parçalarını toplayıp bir araya getirmek ve sonra yaktığım ateşin kıvılcımlarını, çıtırdayan ateşin üzerinde pişen yemeği izlemek bana tarifsiz bir mutluluk veriyor.

My first stop was at Andriaka Camping, a campsite nestled in the Demre district of Antalya, very close to the coast, surrounded by nature. Located right on the shores of Demre harbor in the Mediterranean region, in a vast expanse of trees and shaded areas, I immersed myself in a life filled with flowers and birds. A rather cold stream flows from the foothills of the Taurus Mountains, flowing through the front of the camp. Small, colorful boats adorn the stream. The other side of the stream overlooks a deep blue sea, and in front of it lies a magnificent beach. Inside the campsite is a small cafe, where a mixed breakfast is served in the mornings. Tea, coffee, and orange juice are also available. Campers can enjoy gözleme (Turkish pancake) and home-cooked meals for dinner.

İlk durağım, Antalya'nın Demre ilçesinde, sahile çok yakın, doğayla iç içe bir kamp alanı olan Andriaka Kamping oldu. Akdeniz bölgesinde, Demre limanının hemen kıyısında, uçsuz bucaksız ağaçlar ve gölgelik alanlar arasında yer alan bu kamp alanında, çiçekler ve kuşlarla dolu bir hayata daldım. Toros Dağları'nın eteklerinden akan oldukça soğuk bir dere, kamp alanının önünden akıyor. Küçük, rengarenk tekneler de dereyi süslüyor. Derenin diğer yakası masmavi bir denize bakıyor ve önünde muhteşem bir plaj uzanıyor. Kamp alanının içinde, sabahları karma kahvaltının servis edildiği küçük bir kafe bulunuyor. Çay, kahve ve portakal suyu da mevcut. Kampçılar akşam yemeğinde gözleme ve ev yapımı yemeklerin tadını çıkarabilirler.

While you're immersed in nature at the camp, you can rent bicycles. I rented a bicycle the first day. It's also very close to the ancient city of Myra in Demre. I also visited the Lycian Civilization Museum, which is near the camp, on my bike. The camp has shared restrooms and showers. The camp has a laundry room. Unlike other campsites, you can read a book while lying in a hammock under the shade of a tree. The camp offers a book exchange service. The camp also organizes guided hiking along the Lycian and St. Nicholas trails. Every evening, a list of names is collected for the Kekova (Sunken City) boat tour. Those who register are taken to Kekova early in the morning by bus and guide for a boat tour. Because the campsite is close to the harbor, a very modern and luxurious ship is displayed at the entrance as a symbol.

Kampta doğa ile iç içe kaldığınız süre içinde, bisiklet kirayalabilirsiniz. Ben ilk gün bisiklet kiraladım. Burası aynı zamanda, Demre Myra Antik kentte çok yakın bir konumdadır. Bisiklette kampa yakın olan Likya Uygarlıkları müzesini de gezmiş oldum. Kampta, WC ve duş alanları ortak kullanılıyor. Kampın bir çamaşırhanesi var. Diğer kamp alanlarından farklı olarak burada bir ağacın gölgesinde hamağınızda uzanarak kitap okuma imkanınız oluyor. Kampın kitap değişim hizmeti bulunuyor. Kamp alanında ayrıca rehber eşliğinde, Likya ve Aziz Nikola yolunda yürüyüş etkinliği düzenleniyor. Her akşam, Kekova( Batık şehir) tekne turu için isim listesi alınıyor. İsimlerini yazdıranlar, sabahın erken saatlerinde bir otobüs ve rehber eşliğinde Kekova'ya götürülerek, tekne turu yaptırılıyor. Kamp alanı limana yakın olduğu için girişte son derece modern ve lüks bir gemi sembol olarak sergileniyor.

You can bring your own tent or caravan to this campsite. You can also rent tents and caravans at the campsite. Accommodation costs 600 Turkish Lira per person with your own tent or caravan. This includes hot showers, toilets, electricity, and a barbecue area. If you'd like to rent a tent for one person, it costs 800 Turkish Lira. A mixed breakfast is also available in the morning for 350 Turkish Lira.

Bu kamp alanına kendi çadırınızı veya karavanınızı getirebilirsiniz. Ayrıca kamp alanında çadır ve karavan kiralayabilirsiniz. Kendi çadırınız veya karavanınızla konaklama ücreti kişi başı 600 Türk Lirasıdır. Bu ücrete sıcak duş, tuvalet, elektrik ve barbekü alanı dahildir. Tek kişilik çadır kiralamak isterseniz ücreti 800 Türk Lirasıdır. Sabahları 350 Türk Lirası karşılığında karma kahvaltı da mevcuttur.

After three days at Andriake Camp, I left. My next stop was Harnup Camp in the Kaş district of Antalya. This campsite is located near the center of Kaş, in the Andifli neighborhood, on the beach called Büyük Çakıl. There are no caravans at this campsite. You can only stay in tents. You can also stay in the campsite's bungalow-style rooms. Harnup Camp is one of the closest campsites to Büyük Çakıl Beach in Kaş. I can say that the common areas, including the kitchen, toilets, and showers, are extremely clean and functional. Located on flat land, the grounds have been covered with artificial turf to add extra comfort to the tents. The area is lined with trees and flowers, and the hammocks and comfortable inflatable cushions placed on the grass are very well thought out. You can play okey, backgammon, and table tennis in the common seating area. There are approximately 20 tents in the campsite.

Andriake Kampı'nda üç gün geçirdikten sonra ayrıldım. Bir sonraki durağım Antalya'nın Kaş ilçesindeki Harnup Kampı'ydı. Bu kamp alanı Kaş'ın merkezine yakın, Andifli Mahallesi'nde, Büyük Çakıl adı verilen plajda yer alıyor. Bu kamp alanında karavan bulunmuyor. Sadece çadırlarda kalabiliyorsunuz. Kamp alanının bungalov tarzı odalarında da konaklayabilirsiniz. Harnup Kamp, Kaş'taki Büyük Çakıl Plajı'na en yakın kamp alanlarından biri. Mutfak, tuvaletler ve duşlar dahil olmak üzere ortak alanların son derece temiz ve işlevsel olduğunu söyleyebilirim. Düz bir arazide bulunan alan, çadırlara ekstra konfor katmak için suni çimle kaplanmış. Alan ağaçlar ve çiçeklerle çevrili ve çimlere yerleştirilmiş hamaklar ve rahat şişme minderler çok iyi düşünülmüş. Ortak oturma alanında okey, tavla ve masa tenisi oynayabilirsiniz. Kamp alanında yaklaşık 20 çadır bulunuyor.

Here's my double-layer tent, which can accommodate 4-6 people. It takes me about half an hour to set up my tent in a convenient corner of the campsite. The upper sections of the tent are covered with evergreen branches for shade.

İşte bu da 4-6 kişilik çift katmanlı çadırım. Kamp alanının bana ayırdığı uygun bir köşede çadırımı kurmak, yaklaşık yarım saatimi alıyor. Çadır alanını üst kısımlarını yaprak dökmeyen gölgelik ağaç dallarıyla kapatmışlar.

Rest assured, when you go camping, you'll burn more effort and calories than you would at a hotel or a house. Considering that you'll also be participating in activities like hiking, bike rental, and diving at your campsite, the process is both fun and tiring. That's why I relax by staying in bungalow-style guesthouses near my campsites. One of those places I've been to is Ada Pension on the Karaöz coast in the Kumluca district of Antalya. The guesthouse is situated on a large grassy area. The landscaping has been meticulously and carefully designed to reflect the natural beauty of the place. It's a small but charming guesthouse, with single-story bungalows lined with green pine trees and neatly lined stone paths. The guesthouse has mostly wooden rooms, and there's also a villa with a private pool and a villa with a fireplace. Its prime location near the seaside and lush, grassy garden provided me with the opportunity to relax.

Emin olun kampa gittiğinizde, otelde ya da evde kaldığınızdan daha fazla efor ve kalori harcarsınız. Bunun yanında gittiğiniz kamp alanında, herhangi bir yürüyüş, bisiklet kiralama ve dalış gibi aktivitelere katıldığınızı düşünürsek süreç eğlenceli olduğu kadar, yorucudur da...O yüzden ben kamp yaptığım ortamların yakınında, bungalov tarzındaki pansiyonlarda konaklayarak dinlenirim. O dinlendiğim yerlerden biri de Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı olan Karaöz sahilindeki Ada Pansiyon oldu. Ada pansiyon, geniş çimenlik bir araziye kurulmuş. Çevre düzenlenmesi titizlikle ve özenle hazırlanarak doğal olarak tasaralanmış. Yeşil küçük çam ağaçları ve düzgün sıralanmış taşlı yollarla düzenlenen tek katlı bungalov evlerinin olduğu küçük ama şirin bir pansiyon görünümdedir. Çoğunluğu ahşap evlerden oluşmuş odaları bulunan pansiyonun, bir de özel havuzlı villa ve şömineli villası var. Deniz kenarına yakın muhtelem konumu ve çimenliklerle kaplanmış yemyeşil bahçesiyle, dinlenme fırsatını yakalamış oldum.

The front of the guesthouse is decorated beautifully with tables made of black round tins. You can sit at these tables and chairs and order from the buffet. The oleander flowers hanging from the front of the surrounding bungalows and the colorful flowers scattered on the ground add to the beauty and aesthetic appeal of the setting.

Pansiyonun ön kısmında, siyah yuvarlak tenekelerden yapılan masalı dekor çok hoş görünüyor. Bu masa ve sandelyelerin önünde oturup, büfeden sipariş verebilirsiniz. Etraftaki bungalov evlerinin önlerine sarkan zakkum çiçekleriyle, yere serpiştirilen renkli çiçekler, ortamı daha güzel ve estetik gösteriyor.

One of the things I enjoy about camping is the warm food roasting over a crackling fire. Even just trying out foods you can enjoy alone will bring you some enjoyable moments. The best part is ending the day with pleasant conversations around the campfire with friends.

​

Kamp yaparken keyif aldığım noktalardan birisi de, çıtırdayan ateşin üstünde kavrula kavrula pişen sıcak yiyecekler oluyor. Tek başınıza deneyimleyebileceğiniz yiyeceklerle başa çıkıyor olmanız bile size keyifli anlar sunacaktır. Kamp ateşinin etrafına topladığınız dostlarınızla birbirinden güzel sohbetlerle günü sonlandırmakta en güzelidir.

I've tried to share my three-week camping experience in various regions with you. Finally, today, I shared it on my social media. I wanted to be among those who believe that every sunrise brings new opportunities in your life. Take care. I wish you all the best, and love.

Farklı bölgelerde yapmış olduğum üç haftalık kamp deneyimimi sizlerle paylaşmaya çalıştım. Son olarak bugün, sosyal medyamda da paylaştım. Her doğan güneşin hayatınızda yeni fırsatlar doğuracağına inanan insanlardan olalım dedim. Kendinize iyi bakın. Tüm güzellikleri keşfetmeniz dileğiyle, sevgiler...