Ecotherapy / 15-day adventure day in trlist - 5 / Ekoterapi / trliste 15 günlük serüven gün - 5

ENG

Hello,

In the middle of a hot summer day, I could tell that even the wind was suffocating from the heat, by opening my curtain and sweeping my room with a fury. It is said that this scorching heat will continue for a few more days. Even those who say that this hot weather has never come to summer are depressed. What will I lie about? This hot weather temporarily suspended my relationship with my nature. I can't go out much.

As people living in the city center, we have to be closely related to technology, perhaps due to our job. This can inevitably cause us to get away from nature a little. We go to work from home. We return home from work either by bus, by our own vehicle or on foot. We often use the mobile phones we carry with us. In fact, this situation can negatively affect our mood. Of course, there are some ways to get rid of this mood, which is an indicator of a monotonous life.

We can all benefit from the healing power of nature thanks to the "Ecotherapy" they call nature therapy. The word eco in ecotherapy comes from the word ecology. Ecology, on the other hand, is defined as the branch of science that examines the relationships of living things, both among themselves and with their environment, as a whole and individually. Ecotherapy, on the other hand, is a necessity of human nature in order for people to understand life better and feel happier and more positive towards life. Source

When we were little, we used to live in the city of Bartın. Bartın is a green city with a coast to the sea. Since it is in the Black Sea climate, it has a temperate and rainy climate. When I was a child, there was a very beautiful nature view, which they called "Çağlayan Waterfall", close to the neighborhood where we used to live. We used to come to Çağlayan Waterfall frequently with my neighborhood friends after school. On the way here, we used to walk a long narrow dirt road. As we walked, we shivered even at the sound of the trees swaying under the influence of the wind. As it was a desolate and secluded road, no one could be separated from each other. I even remember that we walked out holding hands. There was a wide river flowing into a Bosphorus in Çağlayan. In the middle of this river, there was a passage made of old stones that served as a bridge. We used that bridge to get across. When we crossed the street, there was a small piece of fine sand, we used to play there together and go into the river. The forest and woodland rising behind that sand was our greatest therapy.

In fact, when we were little, we got our energy from the sand we stepped on with bare feet. While we were chasing each other, we found peace by hiding behind the trees in that forest and being in nature. This was our ecotherapy at that time.

TR

Merhabalar,

Sıcak yaz günün ortasında, rüzgarın bile sıcaktan bunaldığını, perdemi aralayıp bir hışımla odamı süpürmesinden anlayabiliyordum. Bu kavurucu sıcakların bir kaç daha devam edeceği söyleniyor. Bu sıcak havalar hani bir türlü yaz gelmedi, diyenleri bile bunaltı. Ne yalan söyleyeyim. Bu sıcak havalar doğamla olan ilişkimi kısa süreliğine askıya aldı. Çok fazla dışarı çıkamıyorum.

Şehir merkezinde yaşayan insanlar olarak, belki de işimiz gereği teknolojiyle yakından ilgili olmak zorundayız. Bu da ister istemez biraz doğadan uzaklaşmamıza neden olabiliyor. Evden işe gidiyoruz. İşten eve ya otobüsle ya kendi aracımızla ya da yürüyerek dönüyoruz. Yanımızda taşıdığımız cep telefonlarını sık sık kullanıyoruz. Aslında bu durum bizim ruh halimizi olumsuz etkileyebiliyor. Monoton bir yaşamın göstergesi olan bu ruh halimizden elbette ki kurtulmanın bazı yolları var.

Doğa terapisi adını verdikleri " Ekoterapi" sayesinde doğanın iyileştirici gücünden hepimiz faydalanabiliriz. Ekoterapi kelimesindeki Eko ekoloji kelimesinden gelmektedir. Ekoloji ise: Canlıların hem kendi arasında hem de çevreleri ile olan ilişkilerini bütün olarak ve tek tek inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Ekoterapi ise, insanın hayatı daha iyi anlaması ve hayata karşı daha mutlu ve pozitif hissetmesi için insan fıtratının bir gerekliliğidir. Kaynak

Biz küçükken Bartın şehrinde otururduk. Bartın, denize kıyısı olan yeşilliği bol bir şehirdir. Karadeniz ikliminin içinde olduğu için, bol yağışlı ve ılıman bir iklime sahiptir. Küçükken eski oturduğumuz mahalleye yakın "Çağlayan Şelalesi" adını verdikleri çok güzel bir doğa manzarası vardı. Okul çıkışları mahalle arkadaşlarımla sık sık Çağlayan Şelalesine gelirdik. Buraya gelirken, uzun topraklı dar bir yoldan yürürdük. Yürürken, rüzgarın etkisiyle sallanan ağaçların çıkardığı sesten bile ürperirdik. Issız ve tenha bir yol olduğu için kimse birbirinden ayrılamazdı. Hatta el ele tutuşarak gittiğimizi bile hatırlıyorum. Çağlayan da bir Boğaza dökülen geniş bir ırmak vardı. Bu ırmağın tam ortasında eski taşlardan yapılmış olan köprü vazifesi gören bir geçit bulunurdu. Karşıma geçmek için o köprüyü kullanırdık. Karşıya geçtiğimizde küçük sayılabilecek ince bir kumu vardı, orada hep birlikte oynar, ırmağa girerdik. O kumun arkasında yükselen ormanlık ve ağaçlık alan bizim en büyük terapimizdi.

Bizler aslında küçüklüğümüzde, yalın ayakla bastığımız kumdan enerjimizi alıyorduk. Birbirimizi kovalarken, o ormanı içindeki ağaçların arkasına saklanıp, doğanın içinde olmaktan dolayı huzur buluyorduk. Bu bizim o zamanlar yaşadığımız ekoterapimizdi.